15 Eylül 2010 Çarşamba

"Sıkıntı var!"





Biraz konsept dışına çıkacağımı girer girmez belirtmem de sanırım eski okurlarım için çok büyük şok etkisi yaratmayacaktır. malum artık bek fazla "eski okur" sahibi olduğumu sanmıyorum. zira, bildiğiniz üzere ben de az çok ekmeğine bakan insanım. çok sık yazdığım söylenemez. tabi ki hayatımı yettiğince skol ile devam ettiren ve Andaç Esgel gibi sürekli adam dolu ortamlardan ziyade, muhteşeem asosyal yaşadığımdan dolayı, illa ki yazacak bir şeyler birikmiştir kafamda diye daldırayım dedim az biraz.

Kadın kısmı ile ilişkilerimin az çok nasıl olduğunu zaten biliyorsunuz. Yani öyle yeni bir şey anlatmayacağım. aslında biraz da dert yanmak amacım. Ya şimdi onu incele bunu inceler, bunu çöz, onu çöz derken, bir anda kendimi kadın kısmından tiksinmiş, düşüncelerimi bir şekilde otomatiğe almış buldum. hani tamam konuşuyorum ben "şu böyledir, bu böyledir" diye de, yanıltan da pek bir şey olmuyor. aslında nedeni de belli olmasına rağmen, hala merak ediyorum kadın kısmının "açık söz" e karşı direncini çabasını.

Kadınların kafasındaki gider katsayısının dengeleyicileri aslında gayet bellidir. hani çoğunuz bir kadını tavlamak için bir çok dil döküp, kısa süreli kafeslemeyi başaran azınlıktan olabilirsiniz. ya da kadınlar için "gider" i olan insanlar arasında olur, sıçmadan, batırmadan götürebilirsiniz. Ama dediğim gibi. bu örnekler şekilden şekle gidebilir. bugün konuşmak için takla attığınız karı, hiç beklemediğiniz, fakat giderli bulduğu bir adamla "temel içgüdü yü aşarız biz canım" tarzı muhabbetler edebilir. bunlar gayet normal. "noldu abi manita rip off mu yaptı ehehehe" diyen arkadaşlar da çıkacaktır elbet. son zamanlarda pek öyle bir durum yok da, eskiden tabi benzer şeyler yaşadık yani, normal karşılıyorum.

Tabi ki erkek milleti olarak, kadınlara hak ettiklerinden çok daha fazla değer veriyoruz. doğamızda var. hani kadınlar eşitlik istiyorsa gerçekten, ikimizde de kerizlik var bir şekilde. yani o ortak noktayı bulabiliyorsak ne ala. ha tabi eski bir dostumun dediği gibi "kanka senden sonra ben yavşiyim mi?" cümlesini kuran insanlar da var. tabi ki onlarla eşitlik istemezsiniz o ayrı. ama bu tarz insanlar var, ve malesef aramızdalar.

Sosyallik artık benim epey vazcaydığım, sıkıldığım bir olay.bırakın insan görmeyi, karı-kız görmekten bile hoşlanmaz bir tip oldum. nedenini bilmiyorum. yoksa ben de kunil gibi "insanları sevmiyorum, bana uzaklar." falan tarzı bir cümle kurmayacağım. yok yani bildiğin acıyorum insan içine çıkınca harcanan paraya. yoksa ben de Fedon - Legamu Sagapo çalarken "veruna takuuna takuuna takuunaa" diye bağırmaktan çekinecek adam değilim, o tarz denyolukların da başını çekerim de, yok yani. hani iki bira içicem, bir kayısı çekirdeği kıracağım diye harcanan paraya yazık diye düşünüyorum.

Mantıklı olalım biraz. hani evet dişinize, düşünüze uygun bir kadını kafeslediğinizde başınıza gelecekleri hesaplayın. buluşmaya gittiğinizde mutlaka yanınıza uğrayacak "aaa çok iyi arkadaşımdır o benim, ben sarhoşken beni taşıdı" diye bahsedeceği tipleri, "ahaha naber lan" diye yanınıza çökebilecek dallamaları ve sadece onunla olan seks hayatınızı bile sizden önce düşünüp eli sıvazda bekleyen arkadaşlarınızı düşünün. "yok lan olmaz öyle" ddiğinizi duyar gibiyim, ama var arkadaşlar bunlar. hani gayet bilinen ve itiraf edilemeyen şeylerden sayalım bunları. eğer haklıysanız haklı bir şekilde kalın, olduğunuz yerde.

"Derdim para değil abi" diyen insan büyük yalancıdır gözümde. yani kalkıp bir yarım ekmek kokoreç ve bir 50 lik bira içtiği halde manita kısmının da hesabını ödeyen (toplam 75 tl), ayrıca bunu "bana komaz abi" diye karşılayan insan hem KERİZ dir, hem de bu kerizliği kendine bile itiraf edebildiği halde, dışarıya bir şekilde çaktırmamaya çalıştığı, kolpaya vurduğu için YALANCI dır. ben bu sayede bir şekilde kavgaya bağlayıp biten çok ilişki gördüm arkadaşlar, birbirimizi kandırmayalım.

Ha şimdi bana CİMRİ diyenler olacaktır. valla belki haklısınız da, sırf manitaya uyayım diye gittiğim kokoreççi + tekel de ödediğim 75 tl içime oturdu yani bir bakıma. hani hayatlarında görmedikleri şeyleri almaya kalkıp bana giydirmeleri ve benim orada artistmiş gibi, "tamam canım sorun değil" ayaklarına girmem içime oturdu. evet dostlar ben KERİZİM!. ama en azından yalancı değilim yani. yaptım bir kerizlik. illa ki çıkar bir şeyden, denge menge var işte umutluyum da hede hede.

Sonuç olarak 75 tl yi ben 3 güne yaysam, mis gibi içerim evimde. Dertsiz tasasız. açarım rakımı veririm Cengiz Kurtoğlu, Selahattin Özdemir vs. bünyeden aşağı, mis gibi olurum. Şimdi işte anlaşılamayan kadın milleti falan diyorum da, kadın milleti ve etraf faktörü diyorum da, esas koyan 75 lira lan.

ha değdi mi? yok be oğlum. vallahi değmedi.

o paraya dünyayı içerdim evde.



neyse, kira gibi düşünelim.
böyle de avunalım.

ama bir şekilde sıkıntı var.
var o var.
parasaurolophus gibi sorgucum çıkacak bir gün böyle kara kara düşünmekten.

Skol eşliğinde yazımı noktalarken, sizleri uyarmak istiyorum arkadaşlar, "sen istiyor duuj" demiyorsa bir kadın, emin olun 100 dolardan fazla etmez. (75 de etmez)

iyi günler, iyi avlar.


Erhan Kabakci, 1952 - Tunus

2 yorum:

Adsız dedi ki...

adeta büyüksün abi, harbi deymez diyorum ben de son zamanlarda..
ha sikilir.. sikilmez diye bişey yok da; amotivasyon sendromu basıyor bünyeyi paralar saçıldıkça

Tufan AVSAR dedi ki...

Ellerine sağlık. Çok iyi anlatmışsın durumu Erhan'cım.