3 Mayıs 2011 Salı

Bahar gelemedi, genç avcılar rahatsız :(





Merhaba değerli okurlarım. Hemen hemen her yazımda olduğu gibi, giriş işini becerebilen biri olmadığımı az çok biliyorsunuzdur zaten. Üzerimden kalkmayan bu kış bahar arasında kalma sevimsizliği yüzünden (şiir gibi cümle kurdum vay) sıkıntılı günler geçirmekteyim ben de, tıpkı bir çok avcı kardeşim gibi. Geçen sene bu zamanlarda yazdığım yazılara bakacak olursak, bu sene işlerin gerek hava muhalefeti, gerek bu muhalefetten kaynaklı olarak bir türlü gevşeyemeyen büzük yaylarından kaynaklı olduğunu belirtmemde bir sakınca yok. Başlıkta da belirttiğim üzere baharın bir türlü gelemeyişi, hepimizde garip etkiler bıraktı, yavaştan konuya girmek istiyorum.


"Ortamlar"

Bildiğiniz gibi pek değerli okurlarım, genelde yılın bu zamanlarında denyo gibi coşan bünyeler, bu sene o coşkunluğu gösteremiyor. hani en azından ben bile (ki bilen bilir, özümde çok denyo bir insanım) bu sene öyle türlü gaza gelişler, "hadi beyler bu gece akalım, kesin x yer kıvıl kıvıldır, z yerde fena ekmek olur" tarzı cümlelerin kıvılcımlarının tutuşturduğu gazlara bağlı hareketlenmeler yaşayamadım. Neden? bahar gelemedi. devamlı insanın içini, kasap reyonunda beğenmediği ete bakan anne yüzü buruşturması gibi buruşturan bir hava, insanlara pek de ortamlara akış, avlanmaya müsait hale getirmiyor. evet avlanmaya müsait ortam yok. gerek avcı, gerek av adayları için uygun bir platform yok. Umutların tükendiği noktaya geliyor gibiyiz sanırım diyecekken, kısa çaplı bir piyasa araştırması yaptım sevgili gönül dostları. Tabii ki bunları da sizlerle ince ince paylaşacağım.


--- Kadıköy Barlar Sokağı ---

Burayı bu hale getirenlere ne kadar teşekkür etsem az canlar. Yaz, bahar(ikisi de), kış demeden daima ekmek bulabileceğiniz bir yerdir burası. ayrıca buradan bulacağınız ekmekler, taksimin saman ekmeklerinden daha iyidir (her açıdan). Hani derecelendirme olarak "yoklukta gider" den tutun, "böyle manitam olsun, 100 milyon borcum olsun" a kadar uzanan geniş bir ekmek yelpazesi mevcut. Bir çok mekanda sigara yasağı olduğu için, insanlar genelde sokaklarda oluyorlar. Buddha ve Arkaoda önleri, pusuya yatmak için ideal yerler. Vagon denen mekan da eskiden gider katsayısı yüksek hanımlar bulundururdu içinde. ancak şimdi biraz "29 ekim cumhuriyet ilköğretim okulu kermesi" gibi bir ortam var içeride. yok kekmiş pastaymış, hiç çekilir değil. önermem. Karga dan avlanmaya kalkmanız da, ileride baş ağrısı çekmenize sebep olur. Zira karga dan tavlayacağınız hatun un, ileride beyninizi türlü entellikler, türlü kuntellikler ile ağaçkakan misali taktaktaklaması olasıdır. Ha ama bildiğiniz üzere, bu entel tipler, yüklü bir alkol tüketimi sonrası "tek gecelik" ilişkiler için epey kıvama gelir nitelikte olurlar. "çek-at" düşünüyorsanız, işe yarayabilir. ama yapışma ihtimalini de göze alın. sonra "söylemedi" demeyin.


--- Caddebostan Sahil ---

Bu havada oraya gidilir mi evladım? manyak mısınız nesiniz anlamadım ki.



--- Asmalı Mescit ---

Baştan aşağı çökelek bir yer olan taksim in, (taksim ortalamasına göre) daha ortalamaya yakın bir mekanıdır asmalı mescit. genelde istanbul ortamlarında önce nevizade, sonra küçük beyoğlunda kaşarlanan hatun kısmı, biraz piştikten sonra buraya gelmeye başlar. Tabi ki havalardan dolayı, o denli ayı gibi coşmuyor olabilir ama, biraz daha eli ayağı düzgün birilerini buradan bulabilirsiniz. Tabi bunun için az biraz kitap ismi ezberlemeniz, az biraz entel kuntel, az bilindiği sanılan ama aslında herkesin bildiği, herkesin de sadece kendisinin bildiğini sandığı bir takım sanatçılar/gruplar araştırın (last.fm de iki tane miki fare saçlı kız profili inceleseniz yeterli). tabi olmazsa olmazlardan, nick cave, leonard cohen vs. de var. geçtiğimiz kar kış kıyamette, sadece "Leonard Cohen" muhabbeti yaparak buradan ekmek yediğimi sizlere hatırlatmak isterim. önceki yazılarımdan birinde buna değinmiş olmam lazım. değinmemişsem de, alın değindim işte. her neyse. buradakiler taze entellerdir. ama size bir uyarı, böyle bir mekana avlanmaya sakın ama sakın "trabzonspor" atkısıyla gitmeyin. SAKIN! (aslında amacım avlanmak değildi o gün. oldu bir kere ne yapayım, öleyim mi?)


--- Küçük Beyoğlu (oh beybi) ---

Valla ne yalan söyleyeyim, burayı "arka sokak" formatından çıkıp "küÇÜK beyoğlu" formatına büründüğü zamandan beri HİÇ ama HİÇ sevmiyorum. tam anlamıyla "yoklukta gider" derecesinin (hem kafa, hem fizik) üstüne HİÇ ama HİÇ çıkamayacak, ancak avlaması en kolay ekmekleri de burada bulursunuz. Yılın her mevsimi dolu olduğu içindir ki, hava muhalefetlerinden etkilenmez. Buradaki kadınları etkilemek için de biraz hıyarlaşmanız gerekmekte ama. söylemedi demeyin. yani buradaki karı kısmı epey bir averaj altı zekaya sahip olduğu içindir ki "şu kafası yeaa, bu kafası yeaa, bu trip yeaaa, oo fenalar yeaa" tarzı konuşan DALLAMA herifleri daha etkileyici bulmaktadır. tamam sizin için çok zor olacak biliyorum. ama burada sadece "çek-at" takılabileceğiniz (yani öyle umuyorum) ekmekler bulabilirsiniz. Ne kadar dallama rolüne bürünürseniz bürünürseniz, başarı yüzdeniz yükselir. ama dikkat, bazıları peşinizi bırakmayabilir. ha gerçekten dallamaysanız, hiç bırakmaz, o ayrı mesele. Bir de mutlaka teras bölümlerinde takılmaya bakın. Zira oralar, bir takım salvolara girmek için daha uygun. (Evet izin günlerimde bu tarz araştırmalar yapmaktayım. her şey sizin için.)


--- Üniversite Şenlikleri (acı kaybımız...)

Bu sene havalar vurdu, vurdu, vurdu ama en kötü darbeyi üniversitelerin bahar şenliklerine vurdu. Tam anlamıyla eksiksiz, muazzam av sahaları olarak gördüğüm şenliklerin bir çoğu bu sene için ya ertelendi, ya da sönük geçti. ha tabi bazı festivaller daha var önümüzde. ama işte geçen sene veya ondan önceki senelerde olduğu gibi cillik dolu olur mu bilemiyorum. bu hüznü hep beraber paylaşıyoruz. nerede geçen seneki i.ü bahar şenliği? vay ben ne edem, nerelere gidem tililililili (zılgıt).

Evet işi zılgıta kadar getirerek biraz hüznümün solgun çamlarından kozalaklar düşürdüğümün farkındayım(ben bu işi biliyorum aga). Bu sene şenlikler tırt geçiyor. Geçen marmara üni rock klübünün bir takım olayları vardı, bir bakayım dedim de, kafamı kapıdan sokmaya cesaret edemedim açık söylemek gerekirse. Biliyorsunuz beni pek açmaz. Geçen sene bahar şenliklerinde de çok deli ekmek yoktu zaten. bu sene de oradan ekmek çıkmaz (reyoncu kızlar hariç).


--- Hıdrellez Şenlikleri ---

Geçen sene Ahırkapı Hıdrellez Şenlikleri isimli organizasyona dahil olmak gibi bir soytarılık yapmıştım arkadaşlar, itiraf ediyorum. Muazzam sayıda fazla ekmek adayı olmasına rağmen, bir çoğu "yeaa çingene gibi yaşasak keşke yeaaa" zihniyetine sahip, ama senenin diğer günlerinde, filli boya reklami gibi dolanan kadınlar olduğu için, içimi yüksek seviyeli bir tiksinti kaplamadı değil. Bu sene ahırkapı şenlikleri iptal olmuş. duyunca derin bir oh çektim, çok sevindim. Ama malesef, kepazeliğin bu seneki adresi "Çayırbaşı" olmuş. evet çayırbaşı hıdrellez şenlikleri varmış. ahırkapı daki kadar kalabalık olur mu bilmiyorum ama, burada da bir ton içip, yılan yutmuş gibi oynayarak kendinden geçecek bir tün "av" olacağından adım gibi eminim. Yine de, ileride başınız ağrımasın. Hem hıdrellezde dilek ağacına asılan dilekler de gerçek merçek olmuyor. hala hem kafası çalışan, hem süper zeytinyağlı barbunya ve içli köfte yapabilen, hem gider katsayısı yüksek ve (en önemli kısmı) DIRDIR YAPMAYAN bir kadın çıkmadı karşıma. Yani hıdrellez böyle bir olay. Ama belirtmek istediğim gibi, havalar epey kötü. Çayırbaşında yağmura yakalanırsanız, "ŞOPARFEST 2011" pek de hoş geçmeyebilir. söylemedi demeyin.

.....


Son olarak rahmetli Aziz Nesin üstadımdan bir dörtlükle* kapatmak istiyorum:

"her bahar bir hız gelir,
kadın gelir kız gelir.
sonra da kriz gelir.
aklar düşmüş başıma."

*: Aziz Nesin'in kaleme aldığı "Karagöz'ün Kaptanlığı" isimli oyundan bir kısım.


............................



Sevgilerimle,



Erhan KABAKÇI - 1977, Minsk