Merhaba sevgili okurlarım. Kesat geçmesiyle ünlü kış mevsimini yavaş yavaş geride bırakıp, gelen mart - nisan aylarından kaynaklı olarak büzük yaylarının iyice gevşeyip avdan ava koşacağımız günlerin yaklaşmasıyla beraber, sahalara dönme vaktimizin artık geldiğini düşünüyorum.
Şimdi diyeceksiniz ki, "abi ne zaman çekildik ki sahalardan? zaten 7/24 her platformda tırmalıyoruz?". Tamam canım tırmalayabiliyorsunuz, anlıyorum. Peki bu muhteşem tırt ve kesat kış mevsiminde kazancınız ne yönde gelişti? Evet cevabı hepimiz biliyoruz. VERİMSİZ! Ha tamam herkesin durumunun verimsiz olmasını, direkt olarak kış mevsiminin tırtlığına bağlamak biraz yanlış görünebilir sizlere, ama eğer genelleyen "ben" isem, bunun yanlış görülmesi gereken bir yeri olduğunu sanmıyorum. Benden daha çok da bilmiyorsunuz sonuçta değil mi?
Bundan önce yazdığım son iki yazıdan da anlayabileceğiniz üzere, son uzun beraberliğimin oldukça tırt bir şekilde bittiğini farketmişsinizdir. Bu bitişin ardından toparlanma süreci tabi ki epey sancılı, alkollü, selahattin özdemir'li, ümit besen'li vs. li oldu. Ama işte sahalara dönüş sürecimi engelleyen bir sürü unsur oldu, beraberliğim süresince yaptığım kerizliklerden kaynaklı olarak. Şimdi öncelikle sizlere "ilişkiniz sırasında" aklınızda bulunması gereken bazı şeyleri belirtmek istiyorum.
- İleride sahalara geri dönüş ihtimalini ASLA unutmayın!
Tamam iliişkiniz gayet hoş normal gidiyor. Sizi herkesten kıskanan, konuştuğunuz her arkadaşınız için "kim o kız! KİİM KİİİİM!" diye başınızın etini yiyen, amaçsızca "onu sil istemiyorum, bunu sil istemiyorum" diyen, siz uyurken msninizi açıp ne kadar kız varsa hepsini silip engelleyen GAYET NORMAL bir sevgiliyle GAYET NORMAL bir ilişki yaşıyorsunuz. Eğer biraz da kerizseniz -ki bence öylesiniz- zaten Mutlusunuz! İlişkinizin hep o mega saflıkta gideceği gibi mükemmel yalanlara inanmışsınız. Bir gün o bitmez sandığınız ilişki bitince geri dönmeyi tasarladığınız sahaları artık yerinde bulamayabilirsiniz. Çünkü elinizde avucunuzda olan bütün kartları, o eski lanet olası manitanız yırtmıştır. Eh noldu? ELDE VİTESLE KALDINIZ!
Demem şudur ki, bir ilişki yaşarken, bir gün biteceğini düşünüp hareket edin. Elinizdeki kozları harcatmayın, gizli kapaklı dursunlar bir yerlerde. Gün gelir, lazım olur. Hayır size kalkıp manitayı aldatın, günah işleyin, itlik yapın demiyorum tabi. Ama ne olursa olsun ihtimalleri es geçmeyin. Unutmayın ki mal gibi güvendiğiniz o sevgiliniz, yeni manitayı kesinleştirmeden sizden ayrılmayacaktır. Siz de mutlaka yedekte bir şeyler tutun. En azından belirli bir süre zaman geçirirsiniz. yeni bir NORMAL SEVGİLİ bulana kadar.
- "Hadi diyelim döndük sahalara"
Bir çok dönüş şekli vardır arkadaşlar. Ortamlardan ortamlara koşmak olsun, facebook üzerinden haraslamak olsun, forumlarda takipler olsun, "kanka bi ara ortama çağırsana o kızı, ben bi konuşursam olur o iş" demeler olsun, olsun da olsun. Önemli olan burada hedeflerinizi seçmek. Mümkünse eski sevgilinizle alakası olmayan, eski ilişkinizi bilmeyen etmeyen birini seçin. "aaa sen x den ne zaman ayrıldıııı???? çok yakışıyordunuuuzz?" tarzı tepki veren birine, bir de ilişkinin nasıl TIRT bittiğini anlatmak size eksi puan olarak geri dönebilir. Ha tamamen suçu karşı tarafa yükleyip, "ben onu sevmiştim ama layık değilmiş:(" tarzı Kartal Tibet ajitasyonlarını hala yiyen var mıdır bilemeyeceğim. Yoktur sanırım. O yüzden demin belirtttiğim gibi, hedefiniz tamamen yeni olmalı.
Gözünüze yeni kestirdiğiniz cillik ile iletişim kurmayı başardığınızda kendinize oldukça hakim olmanız gerekiyor. Biten ilişkinin ardından geçen belirli zamanın etkisi olan YANGININIZ, çeşitli şekillerde kontrolünüzü kaybetmenize mahal verebilir. Mümkün olduğu kadar kontrollü ve AZ ALKOLLÜ olun. Evet az alkollü olun yoksa saçmalayıp, avın kaçmasını sağlarsınız. Ve ADAM arkadaşlarınızla sokakta içip "uff şu geçen kıza bak kanka, lan bi de yanındaki herife bak püüü ben böyle adaleti.." demeye mahkum olursunuz. O yüzden, kontrolünüzü kaybetmenizi sağlayacak şeylerden uzak durun. (hele rakı konusunda daha hayvan gibi dikkat edin)
Tamam cillik kafese girmek üzere diyelim. Muhabbet sohbet güzel. Böyle msn den hisli şarkılar markılar yolluyorsunuz birbirinize. SAKIN AMA SAKIN, eski sevgilinizle alakalı, onunla aranızda anısı manısı olan bir şarkı atmayın. Çünkü (tabi ki alkollü olacağınız için) bir denyoluk edip eski sevgilinizin muhabbetini açabilirsiniz yanlışlıkla. BUNU YAPMAYIN! bu çok önemli bir detay. Gole giden topu auta değil, taca atarsınız, gol şansından epey uzak bir noktaya hem de. Ve malesef Ogün Temizkanoğlu gibi de uzun taç vuruşu kullanacak bir oyuncunuz yok. eski sevgili ve eski ilişkinin esamesi okunmamalı. Yeni cillik sorarsa eğer, kısa ve üstü kapalı cevaplar verilmeli, bunları konuşmanın gereksiz olduğu vurgulanmalıdır bir şekilde.
- Önemli Av Sahaları
Sahiller:
Daha önce mart-nisan aylarının gelişiyle gevşeyen büzük yaylarından bahsetmiştim. Valla ne desem boş dostlar. Havalar düzeliyor, sahillere akacağımız günleri iple çekmiyor değilim. Caddebostan sahil in o muhteşem AV SAHASI, her sene olduğu gibi bu sene de favori saham olacak gibi. Moda sahilde eskiden fena değildi, yani şöyle bir 7 sene öncesine kadar az ekmeğini yemedim değil. Ama orada olanlar genelde daha düşük, daha kenar cillikler. Tek kullanımlık. O yüzden moda sahil i pek öncermem, Caddebostan varken.
Sokaklar / Açıkhava Mekanlar:
Bence bu sigara yasağı gayet hayırlı bir iş oldu. Mekanlar sokaklara taştı. Zaten sokakta takılan insanlarla, mekanlara takılan insanlar bir araya geldi falan. Sokaklar neşelendi. Özellikle Kadıköy Barlar Sokağı bu sene istisnasız favori sokak. Yıllardır takıldığım kadıköy ün günden güne cillik potansiyelini arttırdığını biliyordum ancak, son 1 ayda gördüğüm manzaralar, beynimi çıldırmamı sağlamaya yetti. Kadıköy Barlar sokağı! Ekmek için çok ideal adres!
Taksimi oldum olası sevmiyorum. Ne sokakları sokak, ne mekanları mekan. Ayrıca o denli kalabalıklar arasında av çok zor. Konsantrasyon sorunu çekmek olası.
Kapalı mekanlar / Barlar / Pavyonlar:
Allah kolaylık versin. Burada en güzel avlanabileceğiniz yer, mekanın "sigara içilebilen" bölümüdür. ki zaten genelde millet o dapdaracık balkonumsu yerde takılacağı için,itiş kakış arasında avınıza ulaşmanız da zorlaşabilir. Ha ama şöyle bir güzelliği var, ki işe yarıyor. Avınızı kuntiz kuntiz izledikten sonra, sigara içmeye çıktığı anda peşinden çıkıp inceden gazeli çekebilme şansınız var. Tabi bunu yaparken de alkol duvarını aşmamanız lazım. Yoksa ismini sorarken yanlışlıkla geğirip, her şeyi mahvedebilirsiniz, dikkat edin. Aşmayın.
ve Facebook!
Bu alemde Ekşisözlük, Alternatip ve Sosyomat tan yediğim ekmeği hiç bir yerden yiyemem sanıyordum, ta ki facebook un uçsuz bucaksız ağı her bir şeyi kapsayana kadar. Paralı üyelik yapsalar, alırım şerefsizim. Artık ne ekşi nin, ne alternatip in, ne de sosyomat ın hiç tadı madı kalmadığı için (hele sosyomat tam sapıttı), facebook hala işe yarıyor. Facebook üzerinde avlanma tekniklerini zaten biliyorsunuz. Aslında tekniğe mekniğe de gerek yok artık. Biraz özgüven, biraz çenebazlıkla vurabileceğiniz onbinlerce hedef var. Yani barlarda pavyonlarda dünyanın parasını verip alacağınız içkiyi içerek, 3 saat dil dökerek kafesleyeceğiniz cilliği, buradan, daha zahmetsiz ve ekonomik yolla düşürüp, buluştuğunuzda, mekanlara gitmek yerine, sahile mahile götürüp, daha ekonomik bir başlangıç yapabilme şansınız var. Sonra "ulan o kadar mojito aldık karıya, hala tık yok" diye gece beyninizi yemezsiniz :)
Evet arkadaşlar "sahalara geri dönmek" ile alakalı anlatmak istediklerim şimdilik bu kadar. sorularınız, görüşleriniz ve önerileriniz için bana nasıl ulaşacağınızı biliyorsunuz. Hepinize bol avlı, bol etli, bol skorlu günler.
Sevgilerimle,
Erhan Kabakçı, 1989 - Malmö
5 yorum:
reis harika yazmışsın yine.
finans uzmanı gibi adamsın kabakçı
"Materazzi'den özür dilemem. Ölürüm daha iyi." diyen Zidane'ın allahının amına koyim. Sankim Marco Paşa'nın da taşağındaydı amına koyayım. Yaşasın çirkef futbol ve mahdumları.
Yazı da güzel olmuş Erhanım.
(Atsızcı)
bazı oronzbular hemen vermiyor.ARTIK VERSİNLER DAYANAMIYORUM KIRACAĞIM BU BEDENİ.
EVİN YANSIN SAYIN KABAKCI.
Yorum Gönder